Yunan işçileri ile dayanışmaya!
Yunanistan’da, 5 Mayıs tarihinde 3 milyondan fazla işçi, yaptıkları genel grev ile ülkeyi ‘felç edecek’ hale getirdi. Plan; Okulların, büroların, dükkanların ve havalimanlarının kapatılmasıydı. Sadece Atina’da 200.000’den fazla kişi, sosyal demokrat hükümetin aldığı mali tedbirlere karşı protesto gösterisi yaptı. Aynı gün Yunan parlementosu kemer sıkma paketini yürürlüğe soktu. Buna göre : 2 Ay önce arttırılan KDV oranı yeniden arttırılarak %23 oranına getirildi. Devlet sektöründe çalışanların ve emeklilerin maaşlarına zam yapılmayacak ve devlet sektöründe 2 maaş ikramiyesi kaldırılacak. Bu kemer sıkma paketinin asıl amacı; Yunanistan’ın 110 milyar euroluk yardımı alabilmesidir.
Burjuva basını, Yunan halkından ‘ülkeyi kurtarabilmek’ için, bu sancılı dönemde alınan kararları anlayışla karşılamasını vurguluyor. Gerçekte ise, Yunan halkı bu kurtarma paketinden yararlanamayacaktır. Yunan devletinin 300 milyar dolar borcu vardır ve bunun büyük bir bölümü yabancı kamu bankalarına (örneğin; 70 milyar € Fransız bankasına, 40 milyar € Alman bankasına). Eger Yunanistan borçlarını ödemekte gecikirse, kendi devletleri tarafından ‘bankaları kurtarma’ paketi tarafından kurtarılan bankalar, büyük zararlar görecektir. Bu kurtarma paketinden gelecek olan para, borçları geri ödeyebilmek için AB’nin emperyal ülkelerine akacaktır. Aslında bu AB’deki büyük güçlerin bankaları kurtarabilmek için planladığı bir yöntem.
Yunan halkının uyguladığı sürekli direniş yatırımcıları korkuttuğu gibi, ayrıca dünya borsalarında dalgalanmalara neden oluyor. Kapitalistler, Portekiz, İspanya, İtalya ve İrlanda’daki sosyal ve ekonomik durumun daha iyi olmadığını açıklıyorlar. Avrupa kıtasındaki bütün işçilerin mali tedbirleri reddedeceği korkusu, Avrupa’da dolaşan bir ‘Yunan hayaleti’ dir.
Bu şiarın sebebi, bitmek tükenmek bilmeyen ‘ tembel Yunanlar’, ‘olanakları dışında yaşamış olan kişiler’ ve ‘ kendi finansal sorunlarından bihaber’ gibi propagandalara karşıdır. Avrupa’daki işçiler bu propagandayı reddetmelidir ve Yunanistan’dan bir örnek almalıdır. Bizler, kapitalistlerin krizleri için ödeme yapmamızı sağlayacak her türlü denemede bulunanlarla mücadele etmeliyiz. Bu yönde atılacak olan ilk adım, Yunanistan’daki grev hakkında dayanışma eylemleri düzenlemek olmalıdır.
5 Mayıs’taki protesto, bir bankadaki yangında hayatını kaybeden 3 işçinin trajik ölümlerinin gölgesinde gerçekleştirildi. Bu kundakçılığın kim tarafından düzenlendiği bilinmeyen bir durumdur. Bu anarşistler tarafından gerçekleştirilmiş olabilir ama aynı zamanda da faşistler ya da devletin provakatörleri de bu ihtimal dahilindedir. Eğer anarşistler ise, yangından sonra ortaya çıkan bu sekil izole ‘militan’ eylemler kapitalizme karşı işçi sınıfının mücadelesini ileriye taşımaz, çünkü devrimcileri işçi sınıfından soyutlatır. Bunun yanısıra biz kapitalistlerin mülkiyetlerini yıkmak yerine, devralmak istiyoruz.
Bu ölümlerin politik sorumluluğunun kime ait oldugu konusu ise açıktır; Bu işçilerin hayatlarını mahveden hükümetten kaynaklanıyor, gösterilerde şiddet ortamını yaratan ve saldırılarda bulunan polislerden kaynaklanıyor. En önemlisi ise, işçilerin grevlere katılmasını engelleyen, gösterilerin güzergahı üzerinde, yangın koruması olmadan banka binasını kilitleyen banka sahiplerinden kaynaklanıyor bu durum. ( Bakınız : “Ein Angestellter der angezündeten Bank spricht über die tragischen Todesfälle”.)
Yunanistan’da işçilerin direnişi devam edecektir. Sendika liderleri şu sıralar militan ağız kullanıyorlar ama onlar hükümetin sosyal demokrat partisi PASOK’a bağlı durumdalar. Bundan dolayı, onların ‘vatanın çıkarları’ ve işçi sınıfının çıkarlarına karşı kapitülasyon adı verdiğimiz anlaşma bilinmezdir.
Sadece tutarlı bir devrimci politika tedbir paketine karşı ciddi bir tepki verebilir. Buna göre : Yunanların yabancı bankalara olan borçları silinmelidir. Bankalar kamulaştırılmalı ve işçilerin kontrolü altında olmalıdır. Spekülasyon ve sermaye kaçışı, dış ticarette bir tekel tarafından durdurulmalıdır. Yunanistan’ın inanılmaz yüksek askeri harcalamaları bir son bulmalı ve milisler tarafından değiştirilmelidir. Bu önlemlerin uygulanması için, işçi örgütleri Yunan ve uluslararası kapitalist sınıftan bağımsız bir işçilerden oluşan bir hükümet kurmalı.
Sadece devrimci bir işçi örgütü protestoları temel değişim yönünde sürdürebilir. Yunanistan’daki çok sayıda büyük radikal sol kuvvetleri bunun için mücadele edecektir ve bizler de onlarla dayanışma içerisinde olmaya çalışacağız. Ayrıca, yakında bununla ilgili troçkist bir örgüt olan OKDE ile yapılacak olan röportajı yayınlacağız.
- Yunan hayaleti Avrupa’yı sarsın!
- Yunanistan’daki genel grevi ve direnişi dayanışma eylemleri ile destekleyelim!
- İşten çıkartmaya karşıyız, maaşların azaltılmasına karşıyız. Kapitalistler kendi krizlerinin bedelini kendileri ödemek zorundadırlar!
- Borçların ödenmesi dondurulmalıdır. Kamulaştırılan bankalar işçilerin kontrolü altına alınmalıdır!
- Sosyalist bir Avrupa için!
RIO, 15. Mai 2010 ( Türkische Übersetzung: Rojhat Baran )
May 25th, 2010 at 16:53
http://taksim2010.blogspot.com/2010/05/yunan-hayaleti.html